Toprağa yani vücudumuza gömülmüş, gizlenmiş bizi zorluğa taşımış olan hislerin,
şimdi seyir (gözlem) ile bizi özgürleştirmesi

Kendinin Holografik alanda var olduğunu fark edebilen bir zerre alemlerin Rabbi olan Allah’ı müşahade etmeye başlar. Sadece beşerim deyip kendini kısıtlayan bir zerre bütünsel holografik, kuantum alanı bu yargısından ve emrinden dolayı fark edemez. Bu yargı ve emri bir tek o zerre kendi kaldırabilir. O zaman rezistansa rezistans göstermemeyi fark ettiği için, hislerini yargılamayı bıraktığı, yani hislerini mental alana taşıyıp hüküm verip katılaştırmayı terk ettiği yani katılaştırmamayı seçtiği için, yani içindeki rezistansı seyr ederken bile ‘bu var çünkü sebebi bu’ demeyi terk ettiği için, Meryem zihnine ve tekliğin seyrine ulaşabilir. Bu seyir, anı her daim o zerrenin indine taşır. Seyr etmeyi hatırlamak, o hal ile özdeşleşmekten bizi çıkarır ve özgürleştirir. Her ne yaşanırsa yaşansın, ne kadar zor ve karanlık olursa olsun seyri hatırlamak kişiyi özgürleştirir ve holografik alana taşır ki bu her zerrenin hakikatinin var olduğu Ademiyetini fark edebileceği alandır.

Rengin SAKAOĞLU – 19 EKİM 2017