Yol

 

Allah’ı bulmak için yollara düştük.

Gördüğümüz suretlerde bir sevindik bir üzüldük. Sevdiğimizden, alıştığımızdan evimizden ayrıldık, hatta yaban düştük.

Allah’ı bulunca bu sefer dünyadan, ırkımızdan, vücudumuzdan, ismimizden, kimliğimizden, hissimizden, kendimizden ayrı düştük. Allah uğruna kurban kesip hepsini kurban ettik. Suretlerden siretlere varmak üzere bir yola düştük. Sonra bir an geldi özümüzü, sonsuz var olma potansiyelimizi Allah Allah derken fark ettik de hayrete, miskinliğe düştük.

 

Peki, şimdi ne olacak? Âdem topraktandı. Kimliğimi terk etmiştim. Şimdi nasıl bir isimle varlığımı deneyimleyebilirim? Âdem ismini bu toprakta, yani bu vücutta kabul ettik. Bu potansiyeli, bu yansıtma programına özümüzden peki dedik. Bu vücutta sonsuz seçeneklerle bağlantıda olduğumuzu fark ettik. Özümüze sadık olarak gerçek, hakiki olarak yolculuk yapmaya başladık. Dışarıda bir şey olmadığını, dışarı âlemin yansıma olduğunu, bakış açımızı değiştirdiğimizde bu sahnenin değişebileceğini ve asıl şifanın bu olduğunu fark ettik. Ve artık kendimiz olmaya karar verdik. Gerçekten korkmadan, tüm gördüğümüzün bizim yansımamız olduğunu görerek yürümeye devam ettik. Sevmek zuhur etti. Tüm ve bütün olarak tam olarak var oluş sistemlerinin birlikteliği göründü.

En sonunda rabbimizi bulduk. Nasıl herkes ve her şeyle beraber amma rabbimiz cihetiyle farklılığımızı fark ettik. Bu farkı sevdik. Kimseye benzememenin özelliğini, güzelliğini sevdik. Sonsuz varoluş potansiyelimizi bu 3D versiyonumuza yansıtmaya, bunun mümkün olduğunu fark etmeye başladık. 3D’nin 4D ye 5D ye belki daha fazlasına genişleyebileceğini fark ettik.

Günaydın 💚

 

RENGİN SAKAOĞLU – 4 Kasım 2019