Örümcek metaforu:

Bir metafor olarak düşünsek, semboller aleminde yaşadığımızı fark etsek nasıl bir şey olurdu?

Peygamberimizin Hz. Ebubekir ile saklandıkları mağara da onları bir örümceğin koruduğu söylenmişti. Daha doğrusu örümcek hemen bir ağ oluşturmuştu bulundukları mağarada. Düşmanları geldiklerinde onları göremediler o ağın eski bir ağ olduğunu söyleyip o yüzden mağaraya bakmadılar.

Eskiden gelen düşünce kalıplarının gerçeği yani Hz. Peygamber’i ve Hz. Ebubekir’i bulmayı ve o mağarada yani o beyinde söylenen ilmi ledünü görmeye engel olduğunu söyleyebiliriz.

Mental alanlarının örtü perde oluşturduğunu ve bunun bir örümcek ağı gibi olduğunu fark edebiliriz.

Kuranı Kerimde o ağın zayıf olduğunu (iyi ki) bildiriyor. Resulluğu kabul etmek istemeyenlere kuvvetli bir örtü, Muhammed’i idrake gelmek isteyenlere zayıf görünüyor.

Örümceğin bir manada korkutması bizim bu alemde sevgiyle bağlandıklarımızı bağımlılık haline getirirsek bizi kapatıp başka idraklere geçmemizi önleyip bizi korkutmaya hasta etmeğe başlaması demek. Bize hizmet eden bağlılıklarımız bağımlılık haline gelince korkutmaya ve bizim diğer bilinç alanlarına ulaşmamızı engellemeye başlıyor.

Buradaki içine doğmuş olduğumuz bilinçte, zamanı gelince bu âlemde güzel olan her ne varsa başka bir alana terk edilmek zorunda kalıyor. Annemiz babamız işimiz eşimiz arkadaşımız vücudumuzu dahi bırakmak üzere var olduğumuz bir plandayız. Bunlara olan bağımlılıktan kurtulmak bizi de her şeyi de değiştirir. Ayrılacağız zannı biter. Kişi sevdiğinle hep beraberdir ve öyle olacaktır. Ölmeden önce ölmek bulunduğumuz 3D illüzyon undan çıkmaktır

Beş duyuyla algıladığımız içinde bulunduğumuz bu sistemin bir kurgu bir oyun olduğunu fark etmemiz lazım.

Müthiş sistemlerle örülü mental alanlarımızın bağımlılığından etkisinden kurtulup, gönlümüzü, kendimizi keşf edip, örümcek ağımızı (beyin nöronlarımızı) aşk ve muhabbetle yönetebilmek dileğiyle🌸🌺

 

RENGİN SAKAOĞLU – 16 Mart 2021