Düşünceler Yargılar

 

Düşünceler, yargılar bir çeşit madde oluştururlar.

Bu durum bize bir durumda iyi, bir durumda zor gelir. İlk önce zorluğuna bir bakalım. Doğduğumuz alan bir sürü düşünce kalıplarından oluşur. Bizim vücutlarımız dahi böyledir. Bütün bu oluşum içinde biz etrafımızdaki, ailemizdeki, dünyamızda ki her şeyden etkilenir şekil alırız. Bir kimliğimiz oluşur. Bu hem fıtratımızla, hem atalarımızdan, genlerimizden gelen kayıtlarımızla, hem de bulunduğumuz çevre ve dünya zamanı ile form alır. Bu ismimizle, kimliğimizle bir gün eğer bir çıkmazın,  bir olmazın içinde bulabiliriz kendimizi ve “ben kimim?”, “burada ne yapıyorum?”, “Noluyor?” diye soru sorabiliriz. O zaman farklı bir hayat farklı bir durum isteriz. İşte bu noktada tüm düşüncelerimizin, bildiklerimizin, inandıklarımızın değişme vakti gelmiş demektir. Bu noktada yeni bir hayat yolculuğu başlar. İlk önce kim olduğumuzu öğrenmemiz gerekir. Bunun için, özümüze vuslat edebilmek için, önce biliyorum dediklerimizin bilmiyoruma dönüşmesi, gönül manyetik alanının keşfi ve içimizde ki bilgeyi, beni bulmak için, düşünce, his ve hatta vücudumuzu Allah’a, yani gönlün bilgeliğine teslim etmek ve o alanı deneyimlemek gerekir. Sonra başka bir yolculuk başlar. Biz dünyanın içindeyken bu sefer dünyanın ve bu vücudumuzun dahi bizim içimizde olduğunu keşf edebiliriz. Yaratımın düşünce vücudundan olduğunu fark edince bu alanı dahi seyr edip Allah’la, rabbimizle bu alana söz söyleyip değiştirebildiğimize şahit olabiliriz. Bu matrixin düşüncelerden oluştuğunu fark edip, bu matrixi okuyabilir, her an kendi kuranımızı yazdığımızı fark edebiliriz. Yargılamayı dahi yargılamadan, fark âlemini seyr ve zevk edebiliriz.

Doğrusunu Allah bilir vesselam.

 

RENGİN SAKAOĞLU – 12 Şubat 2020