Sebepler
Sebepler âleminde kimseyi yargılamakla işimiz olmaz. Elimizden geldiğince bir şeyler yaparız. Bazen ne yaparsan yap bir olayın değişmediğini görürüz. Her ne kadar gayret etsek de o durum kendini tamamlamadan o bilinç zuhur etmez. Eğer o bilincin zuhur etmesi özünüzün illa muradı ise sizin orayı bulup zevk edebilmeniz için neler olur neler. Sonra bir de bakmışsınız ki bir tek durumu, esmayı, hali zevk edebilmeniz içinmiş her şey borcunuzu ödedikten, karşıtlığını, zıddını yaşadıktan sonra açığa çıkan.🙋💕🌸
Bulunduğumuz boyutun kendine özgü bir matriksi bir oluşu var. Bir anne-babadan bu âleme zuhur ederiz. Yani bu vücudun oluşu sebeplere bağlıdır. Bu sebepler âleminden uruç edip, özümüzün eminliğine ulaşmak isteyenimiz olabilir. Eminlik, rahatlık, tamamlık duygularını şiddetle arzu ediyor olabiliriz. Bu durumda taşıdığımız veya muhatap olduğumuz durumları sorgularız. Dış etmenlere bir süre aldanıp sonra içimize bakmak ihtiyacı baş gösterebilir. İçe bakmayı öğrenmek, gerçek sonsuz var oluş bedenlerimizi veya bedensiz noktayı fark etmek zamanımızı alabilir. Kayıtların, oluşun farkındalığına ulaşınca Allah’ın bu âlemde nedenlerle halk ettiğini fark edebiliriz. Bu nefs alanını eminliğe ve tatmine getirebiliriz. Müslüman doğmuş olanların bu kadar aşağıda görünmesi bu yüzden olabilir. Nefsi mutmainneye getirmek yani nefs matriksini her türlü nedenlerden kurtarıp ruh eşi haline getirmek farz olmuş. Herkese kolaylık diliyorum.
Bu yazıyı yazmama Afrika’daki açlıktan ölmek üzere olan bir çocuğun görüntüsü sebep oldu. Bu varlık da Allah’ın bir esmasından ve bu boyutta gerçekte neyi neden yaşadığını yalnız Allah biliyor. Biz bazen ne kadar ulaşmak ve yardım etmek istesek de bazı durumlar buna izin vermiyor. Tabii her zerre ne yaşaması gerekiyorsa onunla karşılaşıyor. Bizim halimiz her durumda kolaylık istemek oluyor.
Rengin SAKAOĞLU – 8 Eylül 2018